SON DAKİKA
Hava Durumu

23 Haziran Seçimlerinin Şifreleri

Yazının Giriş Tarihi: 09.07.2019 12:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.07.2019 12:14

Hikayesi 1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanan bir siyasal aktörün hareketi olan AK Parti için bu yerel seçimlerin oldukça büyük ehemmiyet taşıdığını defalarca söylemiştim.

Peki neden yerel seçimler genel seçimlerden daha büyük bir öneme haiz?

Çünkü AK Parti, başta İstanbul olmak üzere, yerel seçimlerdeki başarısı ile iktidar oldu.

31 Mart seçimleri için asıl belirleyicinin seçime katılım oranı olacağını sürekli söylemiştik. Nitekim, 24 Haziran'da İstanbul'da seçime katılım oranı % 88,1 iken 31 Mart seçimlerinde sandığa gidip oy kullananların oranı % 83,9'da kaldı. 24 Haziran'da sandığa giderek oy kullanan fakat 31 Mart'ta sandığa gitmekten imtina edenlerin büyük çoğunluğunun AK Parti seçmeni olduğunu biliyoruz. Bu seçmen kitlesi başta ekonomi olmak üzere, kibir vb. gibi sebeplerle iktidara genel bir mesaj vermek amacıyla sandığa gitmedi.

23 Haziran seçimleri için de en belirleyici olan ‘mağduriyet' algısı idi. 23 Haziran sürecinde de Ekrem İmamoğlu ve destekleyen taraftarları bu konuyu işleme sürecinde oldukça başarılı oldular. Buna mukabil Binali Yıldırım ve AK Parti tarafı net bir şekilde, oylardaki farkın neden 29 binden 13 bine düştüğü, neden bir zarfta 4 oy pusulası varken 3'ü geçerli biri geçersiz olduğu, ‘'çaldılar'' dendikten sonra neden geri adım atıldığı gibi sorulara ikna edici cevaplar veremediler. Ancak günümüz dünyasında olayların olgular üzerinden değil algılar üzerinden yürüdüğü bir gerçeklik var. Baudrillard buna ‘hipergerçeklik' demiş ‘'Günümüzde gerçek, artık minyatürleştirilmiş hücreler, matrisler ve komut modellerle üretilmektedir. Bu sayede gerçeğin sonsuz sayıda yeniden üretilmesi mümkündür. Bundan böyle rasyonel bir gerçekliğe ihtiyaç duyulmayacaktır. Zira gerçek ideal ya da negatif süreçlerle başa çıkacak bir durumda değildir.'' diyerek açıklıyor. Diğer taraftan da son günlerde oldukça popüler olan ‘post-truth' kavramını 2016 yılında yılın sözcüğü seçen Oxford Sözlüğü tanımıyla ‘'Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu'' olarak tanımlanan Ralph Keyes'in literatüre kazandırdığı bizde de ‘hakikat sonrası' olarak çevrilebilecek terim ile açıklamak mümkün olabilir. Çünkü, çok zaman ilk oluşan algı, gerçek algı olarak yer ediyor.

Seçimler geldi geçti bu saatten sonra kim ‘mağdur' kim değil tartışmasının anlamı yok.

23 Haziran seçim sürecini CHP'nin adayı olan Ekrem İmamoğlu ekibi daha iyi yönetti ve seçimi oldukça yüksek bir oy farkı ile kazandı.

31 Mart seçimlerinde Ekrem İmamoğlu'nun kazanacağına kendi taraftarları da inanmıyordu. Hatta ‘'seçimi sizce kim kazanır?'' sorusuna ‘'Ekrem İmamoğlu kazanır.'' diyenlerin oranı % 35'i geçmiyordu. Ancak, ortada YSK'nın ilk önce 28 bin olarak açıkladığı rakam daha sonraki itirazlar ile 13.405'e kadar inmiş durumda kalmış olsa Ekrem İmamoğlu bu kadar güçlü bir şekilde seçilmemiş olacaktı. Dolayısı ile seçimin iptali ile kendisine bir hikaye verilmiş oldu. Birileri için gerçekten de bir ‘umut' oldu. Gelecekte bu ‘umut' nasıl bir karşılık görecek onu zaman gösterecek ama toplumun özellikle de genç kesimin muhalefette öne çıkan isimlere bir ‘popstar' gibi yaklaşıp her derde deva olacaklarını düşünmesi de ayrı bir süreç bu yaklaşım daha önce Selahattin Demirtaş ve Muharrem İnce için de kendisini göstermişti. Şimdi ‘yeni bir başlangıç' yaptı Ekrem İmamoğlu ve muhalefet cephesi, ileriki süreçte oluşan parçalı yapı nasıl sürecek bekleyip göreceğiz.

Gelinen süreç, muhalefetin başarısı olmakla birlikte AK Parti için siyaset üretenlerin olayları okumakta yetersiz kaldıkları, Sayın Cumhurbaşkanı'nın da zaman zaman partisi için yaptığı eleştirilerden de – kibir, halkla iç içe olmak vb- aslında ‘teşhis' anlamında problem olmadığı ancak ‘tedavi' noktasında içilecek ‘acı ilaç' noktasında isteksiz davranıldığı için bu sonucun oluştuğu bir vakıa.
AK Parti, İstanbul seçimlerinde ağır bir yenilgi almıştır. Bu doğrudur. Bu duruma ilişkin yapılan ‘teşhis'lerin bir adım ötesine giderek, İstanbul sonuçlarını tekrar değerlendirirse hala en yakın rakibi ile arasında bulunan % 50'lik fark sebebi ile -31 Mart seçimlerinde CHP % 30, AK Parti % 44- hala birinci parti ve hala geç değil, toparlama şansı var. Muhalefet camia ve uluslararası açısından da iktidarların sandıkta gelip sandıkta gittiği bir kez daha görülmüş oldu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.