SON DAKİKA
Hava Durumu

27 Mayıs Darbesinden bugüne değişen ne?

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2020 13:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2020 13:08

Türk Demokrasi Tarihi zaman zaman kesintilere uğratılmıştır. Peki bu kesintiye sebep olanlar ülkeyi kimden koruyorlardı? Onlar aslında Türk Milleti'nin sandıktaki tecelli etmiş iradesine,bir diğer deyişle Milli iradeye karşı koyuyorlardı, güya koruyorlardı. Bu koruma altında yapılan darbeler ülkeyi her seferinde geriletmiş ve gerek ülke ekonomisine gerekseülke demokrasisine hayatın her alanında büyük zararlar vermiştir.

Türkiye Cumhuriyeti,Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde ve Millî Mücadele'yi gerçekleştiren kahraman Türk Milleti tarafından kurulmuş bir devlettir. Millî Mücadele esnasında da meclistebirinci ve ikinci grup olarak adlandırılaniki yapı vardı. Sonraki süreç içinde oluşan yapı ile 2'ncigrup tasfiye edilmişti. Bu durum gösteriyor ki Cumhuriyet Halk Fırkası kendileri dışında bir yapıya tahammül edememiş ve her fırsatta çeşitli suç isnatları ile muhalefet partileri kapatma yoluna gitmişti. Bu noktada Serbest Cumhuriyet Fırkası bunun en net örneğini oluşturuyordu.

Türkiye'de 1940'lı yılların ikinci yarısında oluşan liberal yaklaşımla birlikte çok partili hayata geçiş kararı alınmıştır. 1946 seçimlerinde “seçim nasıl yapılmaz” örneği teşkil edecek şekilde Cumhuriyet Halk Partisi ‘açık oy kapalı tasnif' ile iktidarını devam ettirmişti. Ancak 1950 seçimlerinde Türk Milleti'nin iradesi sandıkta güçlü bir şekilde tecelli etmiş ve%52,7oy oranıyla birlikte iktidar Demokrat Parti'ye geçmiştir. Demokrat Partiart arda üç seçim kazanmıştı ve 2 Mayıs 1954 seçimlerinde de oylarını %57,5'e çıkararak iktidardaki gücünü arttırmıştı. Fakat; ülke içindeki ekonomik sıkıntılar vesiyasetin iyice gerilmesi ile beraber seçimleri bir yıl önceye çeken Demokrat Parti'nin oyları,bu gerilimlerden dolayı bir önceki seçimlere göre on puan eksilerek%47,9'a düşmüştü. Bu dönemde İsmet İnönü'nün askere karşı Demokrat Partilileri kastederek ‘'Sizi ben bile kurtaramam'' demesi çok manidardır. Daha da manidar olan ise darbe gerçekleştikten sonra darbenin paşası Cemal Gürsel'in İsmet İnönü'ye ‘'Emirleriniz bizim için peygamber buyruğudur Paşam.'' sözü ile darbeciler ile İnönü arasındaki bağı da gözler önüne sermesidir.

Darbeci zihniyet zaman zaman kendisini 1971'deki muhtıra gibi ya da yakın dönem e-muhtırası gibi göstermiştir. 1980 yılında Kenan Evren'in yaptığı darbe için,CIA Ajanı Paul Henze dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter'a giderek ‘'Our boys did it.'' -Bunu bizim çocuklar başardı- demiştir. Şanlı Türk Ordusu'nun ve Türk Milleti'nin vergileri ile maaşlarını alan bu askerler nasıl olmuş da ‘onun bunun' çocukları olmuşlardı? Bu ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber, daha da vahim olan ise her ne kadar 15 Temmuz sonrası bir kısım ‘onun bunun' çocuğu ordumuz içerisinden temizlenmiş olsa da ordu içinde hala az sayıda bile var olup olmadıklarını bilemeyişimizdir. Ancak, darbeci zihniyetin son dönemdeki temsilcisi FETÖ'nün fırsat kolladığını biliyoruz. 15 Temmuz gecesi giriştiği darbede Türk Milleti meydanlara dökülüp,çıplak elleri ile emperyalist uşaklar tarafından gasp edilen tankları durdurmuştu. 15 Temmuz, Türk Demokrasi Tarihi açısından en büyük zaferdir ve eşi benzeri de yoktur. Türk Milleti, Milli İradeye sahip çıkmış, çok sayıda şehit ve gazi vermiş ama darbecilere geçit vermemiştir.

Yakın zamandaki CIA yan kuruluşlarından birisi olan RAND Raporu da net bir şekilde birilerinin Türkiye'de yeni bir darbe gerçekleştirme peşinde olduklarını gösteriyor. Tabi RAND raporundaki bağlantı ve kaynakların neredeyse tamamının FETÖ ilişkili olması, FETÖ'nün hala etkin bir şekilde emperyalist uşaklığına devam ettiğinin başka bir göstergesidir. Çok daha yakın bir tarihte CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel'in ‘'Saray rejiminin sonu geliyor.'' şeklinde gerçekleştirdiği konuşma henüz unutulmadan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun ‘'Önümüzdeki süreçte erken seçimle ya da başka bir şekilde sadece iktidar değişikliği değil, bir sistem değişikliği görüyorum ve bu böyle olacaktır.'' açıklaması da hala darbeci zihniyetin devam ettiğini gösteriyor. Bu zihniyet de maalesef ‘demokrasi havariliği' yapan siyasal partiler tarafından yapılıyor.

Demokrasinin tecelli ettiği seçim sonuçlarını hala hazmedemeyenler varlığını devam ettiriyor. Bu durum ülkemiz adına oldukça acıdır ve bizi bir yere götürmez. Seçimle iktidar olamayacaklarını hissettikleri için karanlık ilişkilere yönelenler de var.

Sonuç olarak; darbe çığırtkanları olabilir. Bu darbe çığırtkanlarına Türk Adaleti ve kamuoyunun gerekli cevabı vermesi ve alınan bu cevapların da daha sonraki dönemde birilerinin bu tür darbe çığırtkanlığını yapamamalarını sağlayacak kadar caydırıcı olması gerekir. Demokrasiyi içselleştiremeyenlere de siyasal partilerin kapılarını kapamaları gerekir ki samimi olduklarına inanalım. Tabi bu durum o partilerin parti politikası olmamışsa…
Görüldüğü gibi 27 Mayıs Darbesinden bu tarafa bir cephede değişen bir şey yok iken, diğer cephede Milli İradeye sahip çıkan bir tutum var. Dileğimiz, aklı selimin galip gelip Türk Milleti'nin sabrını sınamamasıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.