Türkiye'nin Avrupa'daki en etkili sivil toplum kuruluşu Uluslararası Demokratlar Birliği'nin (UID) iftar buluşmasına katılmak ve biraz da Türkiye'de yoğun geçen siyasi gündeme dışarıdan bakmak için gittiğim Budapeşte'ye iner inmez bir sürprizle karşılaşıyorum. Kaldığımız Türklerin sahibi olduğu Matild Palas Oteli'nin biraz ilerisinde büyük bir kalabalık miting yapıyor. Kalabalığa yaklaştıkça atılan sloganlar, LGBT içerikli pankartlar dikkatimi çekiyor. Meğer birkaç gündür Macaristan'da bu konuyla ilgili bir protesto dalgası sürüyormuş.

Protesto gösterilerinin öncülüğünü de yerel seçimlere kadar adı sanı pek duyulmayan fakat o seçimde sürpriz bir başarıya imza atan genç ama agresif bir siyasetçi, Magyar Peter yapıyor. Peter, tıpkı bizdeki gibi 6'lı Masa oluşturan Macar muhalefeti genel seçimleri kaybedince, onların bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışıyor. Yöntemi de bizde ve küreselcilerin oyun kurduğu Ukrayna, Sırbistan, Gürcistan gibi birçok ülkede öne çıkarılmaya çalışılan Zelenski modeli siyasetçilere çok benziyor.
Toplumsal değerlere savaş açan, kurumları tahrip etmek için her yolu deneyen siyasetçi modeli.

ABD ve Avrupa'daki küreselciler, dünya genelinde gerileseler de hâlâ medyaları ve sivil siyaset uzantılarıyla bazı ülkeleri karıştırmaya devam ediyor. Bizde de başını CHP'nin çektiği "Batıcı" muhalefet, ülkesini şikâyet etme pahasına küreselcilere yalvarmaktan vazgeçmiyor. Baksanıza BBC'ye röportaj veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun tutuklanmasına sessiz kalan İngiltere Başbakanı Keir Starmer'e nasıl sesleniyor:
"Starmer'in bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz."

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin sözlerinden hiç ibret almadığı belli. Özel ve partisinin ortaya koyduğu bu fotoğrafın bir benzerini Macaristan gibi birçok ülkede de görüyoruz. Siyasette saflar netleşiyor. Artık yeni dünya siyaseti, büyük oranda "küreselci ve millici" iki siyasi akım etrafında şekilleniyor.

UID'DEN BEKLENTİ BÜYÜK

Bu gerçeği Başkan Erdoğan'ın temellerini 2004 yılında Köln'de attığı Uluslararası Demokratlar Birliği'nin etkinliklerinde de gördüm. AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Büyükelçi Gülşen Karanis, UID Başkanı Kenan Aslan'ın onur konuğu olarak katıldıkları, ev sahipliğini ise Macaristan UID Başkanı Ferhat Güray'ın yaptığı iftara daha çok Macar siyasetinin "milli" aktörleri katılmıştı. En ilginç konuk ise Macar Turan Vakfı Başkanı Biro Andras Zsolt'tu.

Zsolt'u kısa süre de olsa ilgiyle dinledim. Türkiye'de "Turancılığa" hayal gözüyle bakılırken, Türk soyundan geldiklerini söyleyen Macarların yaklaşık 20 yıldır Turan Vakfı aracılığıyla Türk dünyasını buluşturmaya çalıştıkları gerçekten ilginçti. Daha ilginci ise 100 yıl önce de böyle bir vakıf kurulmasıydı.

Bir yıl önce Başkan Erdoğan, UID'le ilgili şöyle bir değerlendirme yapmıştı:
"Sadece bizim değil Avrupalı Türklerin yanı sıra kimliğini ve kültürünü koruma mücadelesi veren on milyonlarca kardeşimizin de Uluslararası Demokratlar Birliği'nden büyük beklentileri var."

Gerçekten de Uluslararası Demokratlar Birliği, sadece Avrupa'da değil dünyanın 32 ülkesinde başta Türkler olmak üzere bütün mazlum halkların sesi olmaya çalışan bir yapı. Son yıllarda çok daha ciddi etkinliklere imza atmaya başladılar. Birliğin kurucusu ve ilk başkanlarından Zafer Sırakaya, iftar öncesi yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamlarını getirdiğini belirterek şöyle diyordu:
"Geriye dönüp baktığımızda Avrupalı dostlarımızla birlikte kardeşçe yaşamamanın en güzel örneklerini sergiliyoruz. Cami, kilise ve havranın bir arada bulunduğu birlikte yaşama kültürünü önceliyoruz. Ortak tarihimize sahip çıkmak ve gelecek yüzyıllara iz bırakmak için her gün daha ileriye gitmenin yükünü sırtlamaktayız."