Trump mı küreselcileri dize getirdi, onlar mı Trump’ı kuşattı?
Yazının Giriş Tarihi: 21.01.2025 12:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.01.2025 12:36
Nihayet Trump dönemi başladı. Sadece içinde bulunduğumuz bölgenin değil, dünyanın gözü kulağı Trump'ta ve ne yapacağında.
Gerçi dünya, "gelen gideniaratabilir" kaygısı içinde olupbiteni izliyor ama ABD açısındandurum hiç de fena değil. Çünkü ABD,uzun zamandır başta destek verdiğiGazze'deki soykırım olmak üzeredünyada izlediği kaos siyasetiyleciddi prestij kaybı yaşayan bir ülke.Trump, dönüşüyle bu kaybı şimdilikgölgeledi ve ABD'yi yeniden yükseliştrendine soktu. Üstelik dünyada dabir "barış rüzgârı" estirdi. Bu noktadaen çok merak edilen de seçimsürecinde verdiği Filistin'de, Suriye'deve Ukrayna'da barışı destekleme sözünütutup tutmayacağı. Bu Trump'ın ilksınavı olacak...
"Olacak mı?" Doğrusu ondan da kimse emin değil. Daha korkutucu olanı Trump'ın arkasında hizalanan iktidar elitleri fotoğrafı... Silikon Vadisi'nin bütün "Tekno Feodal" beyleri onun yanında. Başını ElonMusk'ın çektiği şu isimlere bakın; Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, ChatGPT'nin ana şirketi olan OpenAI'ın CEO'su Sam Altman, Apple'ın CEO'su Tim Cook, Google CEO'su Sundar Pichai gibi onlarca isim sıraya girmiş durumda.
Tabloya bakar mısınız, düne kadar küreselcilere meydan okuyan Trump şimdi onlarla yan yana... Ne dersiniz, Trump mı onları dize getirdi onlar mı Trump'ı kuşattı?
İşin tuhaf tarafı "küreselcilerinadamı" diye suçlanan Bidenbile bu fotoğraf karşısında ABD halkınıuyarıyor: "Ülkede tehlikeli bir şekildeoligarşik bir yapı ilerlemekte.Bu durum demokrasiyi veözgürlükleri tehdit etmekte.Büyük teknoloji şirketlerinedikkat edin. Haklarınızı gözetin...Aşırı servet, güç ve etkiyleşekillenen bir oligarşi karşısındauyanık olun..."
Trump etrafında oluşan bu yeni ittifakın dünyayı küreselcilerden farklı bir yere götürmeyeceği çok açık. Bu noktada Trump'ın ulusalcı politikaları uygulama ihtimali de ortadan kalkıyor. Sanki liberal değil ama "aşırı sağcıve küreselci" bir yapı söz konusu.
Zaten en yakınındaki Elon Musk'ın izlediği "müdahaleci" siyaset de bunu gösteriyor. Musk, bir yandan ABD'li Demokratlar'ın dünyaya dayattığı "Soros" siyasetine karşı çıkarken, kendisi İngiltere dâhil birçok AB ülkesine hem de aşırı sağcılara destek veren bir siyaset izliyor. Bu müdahaleci siyasetin dünyayı nerelere savuracağı da meçhul.
Sevgili Ergün Diler, Takvim Gazetesi'nde yıllardır küresel düzeydeki bu büyük oyuna dikkat çeken yazılar yazıyor. Son yazısında Trump ve arkasındaki gücün Çin'e karşı hazırlandığını belirtiyor ve nihai amacı şöyle özetliyor:
"Trump'ın ne dediği, ne istediği ve karşısındaki BLOK'un neye karşı çıktığının anlaşılması şart. Bunu çözmeden ne Türkiye'ye ne bölgeye yansımasını kestirmek kolay olmaz. Net olan şu ki kavga Çin'le olacaktı. Doğal olarak Pekin'in ayak izlerinin olduğu her yer çekişme alanı olarak ilan edilecekti."
Herhalde Trump ve yeni küreselci ekibi "tek dünya devleti" yerine küresel "ABD İmparatorluğu" kurma peşindeler. Bunun nelere yol açacağı, Çin engeline takılıp takılmayacağı belli olmasa da şu belli: Artık tek kutuplu bir dünya yok. Dahası çok destek verdikleri AB'nin aşırı sağcılarından bile "rahatsız" edici farklı sesler çıkabilir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Trump mı küreselcileri dize getirdi, onlar mı Trump’ı kuşattı?
Nihayet Trump dönemi başladı. Sadece içinde bulunduğumuz bölgenin değil, dünyanın gözü kulağı Trump'ta ve ne yapacağında.
Gerçi dünya, "gelen gideni aratabilir" kaygısı içinde olup biteni izliyor ama ABD açısından durum hiç de fena değil. Çünkü ABD, uzun zamandır başta destek verdiği Gazze'deki soykırım olmak üzere dünyada izlediği kaos siyasetiyle ciddi prestij kaybı yaşayan bir ülke. Trump, dönüşüyle bu kaybı şimdilik gölgeledi ve ABD'yi yeniden yükseliş trendine soktu. Üstelik dünyada da bir "barış rüzgârı" estirdi. Bu noktada en çok merak edilen de seçim sürecinde verdiği Filistin'de, Suriye'de ve Ukrayna'da barışı destekleme sözünü tutup tutmayacağı. Bu Trump'ın ilk sınavı olacak...
"Olacak mı?" Doğrusu ondan da kimse emin değil. Daha korkutucu olanı Trump'ın arkasında hizalanan iktidar elitleri fotoğrafı... Silikon Vadisi'nin bütün "Tekno Feodal" beyleri onun yanında. Başını Elon Musk'ın çektiği şu isimlere bakın; Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, ChatGPT'nin ana şirketi olan OpenAI'ın CEO'su Sam Altman, Apple'ın CEO'su Tim Cook, Google CEO'su Sundar Pichai gibi onlarca isim sıraya girmiş durumda.
Tabloya bakar mısınız, düne kadar küreselcilere meydan okuyan Trump şimdi onlarla yan yana... Ne dersiniz, Trump mı onları dize getirdi onlar mı Trump'ı kuşattı?
İşin tuhaf tarafı "küreselcilerin adamı" diye suçlanan Biden bile bu fotoğraf karşısında ABD halkını uyarıyor:
"Ülkede tehlikeli bir şekilde oligarşik bir yapı ilerlemekte. Bu durum demokrasiyi ve özgürlükleri tehdit etmekte. Büyük teknoloji şirketlerine dikkat edin. Haklarınızı gözetin... Aşırı servet, güç ve etkiyle şekillenen bir oligarşi karşısında uyanık olun..."
Trump etrafında oluşan bu yeni ittifakın dünyayı küreselcilerden farklı bir yere götürmeyeceği çok açık. Bu noktada Trump'ın ulusalcı politikaları uygulama ihtimali de ortadan kalkıyor. Sanki liberal değil ama "aşırı sağcı ve küreselci" bir yapı söz konusu.
Zaten en yakınındaki Elon Musk'ın izlediği "müdahaleci" siyaset de bunu gösteriyor. Musk, bir yandan ABD'li Demokratlar'ın dünyaya dayattığı "Soros" siyasetine karşı çıkarken, kendisi İngiltere dâhil birçok AB ülkesine hem de aşırı sağcılara destek veren bir siyaset izliyor. Bu müdahaleci siyasetin dünyayı nerelere savuracağı da meçhul.
Sevgili Ergün Diler, Takvim Gazetesi'nde yıllardır küresel düzeydeki bu büyük oyuna dikkat çeken yazılar yazıyor. Son yazısında Trump ve arkasındaki gücün Çin'e karşı hazırlandığını belirtiyor ve nihai amacı şöyle özetliyor:
"Trump'ın ne dediği, ne istediği ve karşısındaki BLOK'un neye karşı çıktığının anlaşılması şart. Bunu çözmeden ne Türkiye'ye ne bölgeye yansımasını kestirmek kolay olmaz. Net olan şu ki kavga Çin'le olacaktı. Doğal olarak Pekin'in ayak izlerinin olduğu her yer çekişme alanı olarak ilan edilecekti."
Herhalde Trump ve yeni küreselci ekibi "tek dünya devleti" yerine küresel "ABD İmparatorluğu" kurma peşindeler. Bunun nelere yol açacağı, Çin engeline takılıp takılmayacağı belli olmasa da şu belli: Artık tek kutuplu bir dünya yok. Dahası çok destek verdikleri AB'nin aşırı sağcılarından bile "rahatsız" edici farklı sesler çıkabilir.