Spor, disiplin, azim ve yetenek gerektiren bir alan. Ancak Türkiye’de kadın sporcular için bu yolculuk, sadece fiziksel ve mental mücadeleyle değil, aynı zamanda toplumsal engellerle de dolu. Kadınların sporda var olma mücadelesi, sahada kazandıkları zaferlerden çok daha büyük bir savaş gerektiriyor. Peki, Türkiye’de kadın sporcuların önündeki en büyük engeller neler?

Toplumsal Önyargılar ve Cinsiyetçi Yaklaşımlar

Türkiye’de kadın sporcular hala “erkek işi” olarak görülen birçok branşta ön yargılarla karşılaşıyor. Futbol, güreş, boks gibi spor dallarında kadınların varlığı birçok kesim tarafından yadırganıyor. “Kadından boksör mü olur?” ya da “Kadın futbol mu oynar?” gibi söylemler, spora gönül vermiş birçok genç kızın yolunu baştan kesiyor. Oysa ki, başarı sadece yetenek ve disiplinle gelir; cinsiyetle değil!

Medyanın Yetersiz Desteği

Türkiye’de spor medyasını açın, manşetlerde hep futbol ve erkek sporcuların başarıları yer alır. Kadın sporcuların büyük başarıları ise genellikle göz ardı edilir. Bir kadın milli sporcu Avrupa şampiyonu olduğunda, haber bile yapılmazken, sıradan bir erkek futbolcu transfer olduğunda günlerce konuşulur. Bu medya ilgisizliği, kadın sporunun gelişmesini ve geniş kitlelere ulaşmasını zorlaştırıyor.

Kadın Sporcuların Gördüğü Çifte Standartlar

Erkek sporcuların sert, agresif ve mücadeleci olması olumlu bir özellik olarak görülürken, kadın sporcuların aynı şekilde mücadele etmesi bazen eleştiriliyor. Kadın bir sporcu hırslı ve rekabetçi olduğunda “fazla sert” bulunurken, duygusal bir tepki verdiğinde ise “zayıf” olarak yaftalanabiliyor. Bu çifte standartlar, kadın sporcuların hem saha içinde hem de saha dışında ekstra bir mücadele vermesine neden oluyor.

Antrenman ve Tesis Olanaklarının Yetersizliği

Kadın sporcular, erkek sporculara kıyasla daha kötü antrenman koşullarına ve tesislere mahkum ediliyor. Birçok kadın spor takımı, antrenman yapacak saha veya salon bulmakta zorlanırken, erkek takımları en iyi tesislerde çalışabiliyor. Özellikle alt yapı seviyesinde, genç kızların spor yapabileceği olanakların kısıtlı olması, yetenekli kadın sporcuların erken yaşta spordan kopmasına neden oluyor.

Aile Baskısı ve Destek Eksikliği

Kadın sporcuların önündeki en büyük engellerden biri de ailelerinden yeterli desteği görememeleri. Pek çok aile, kızlarının sporla uğraşmasını bir öncelik olarak görmüyor. “Spor yapacağına ders çalış”, “Evlenip çoluk çocuğa karışacaksın, spor ne işine yarayacak?” gibi söylemler, genç kızların spor hayallerinin başlamadan bitmesine neden olabiliyor.

Kadın Sporcuların Hak Ettiği Saygıyı Görmemesi

Bir kadın sporcu başarı kazandığında, ona sadece “sporcu” olarak bakılmak yerine, bazen dış görünüşü veya özel hayatı ön plana çıkarılıyor. Sosyal medyada yapılan yorumlarda spor performansından çok, nasıl göründüğüne dair yorumlar yapılıyor. Halbuki, sporcular sadece yetenekleri ve başarılarıyla değerlendirilmelidir.

Ne Yapılmalı?

- Kadın sporculara yönelik sponsorluk desteği artırılmalı, şirketler bu alana daha fazla yatırım yapmalı.

- Medya, kadın sporcuların başarılarını daha fazla gündeme taşımalı.

- Spor tesisleri ve altyapı imkanları kadınlar için eşit hale getirilmeli.

- Okullarda ve aile içinde kadınların spora yönlendirilmesi teşvik edilmeli.

- Kadın sporcuların gördüğü cinsiyetçi yaklaşımlar sorgulanmalı ve değiştirilmeli.

Sonuç

Tüm engellere rağmen, birçok kadın sporcu büyük başarılar elde etmeye devam ediyor. Bu başarıların artması ve daha fazla genç kızın sporda kendine yer bulabilmesi için, toplumsal bakış açımızı değiştirmemiz şart. Kadın sporcular, sadece kendi başarıları için değil, gelecek nesiller için de mücadele ediyor. Sadece onların değil, ülke sporunun gelişimi için de bir zorunluluk olarak hak ettikleri desteği vermeliyiz. Biz erkekler destek olmuyorsak da, siz kadınlar spor alanında hak ettiğiniz yeri söke söke alın.