Biz üniversitedeyken arabesk dinlemek "kıro"ca bir şeydi... Geçenlerde evde bir şeyler dinlerken eşim "Vay sen böyle şeyler dinler miydin?" deyince fark ettim...

O zaman hiç bilmediklerim , şimdi her yerde kulağıma çalındığından mıdır nedir ? Tefekkür ede ede dinliyorum bağzılarını...

Gassal ' daki müzikler de toplumun her kesimine -genç & yaşlı- hitap etmesi ile sav ' ıma kanıt , bence...Marjinal olan , normalleşti artık , müzikte de... Günümüzde arabesk nedendir bilinmez bunca popüler olmuş durumda...

Artık üniversite öğrencilerinin Bülent Ortaçgil ' dir Feridun Düzağaç ' tır Eflatun ' dur Yaşar ' dır gibi entelektüel sözlere felsefî yorumlar ekleyen sanatçıları değil de pijamayla sahneye çıkan, argoyu hızlı hızlı söyleyip ritm ve poem diye yutturan vatandaşları dinlemelerini anlamaya çalışıyorum...

Bu ruhsuz otomatik şartlı refleks sayıklamalarının neticesi olarak duygu duygudur diye mi acılı arabeske bu yönelim?

Cübbeli Hoca diyor ya bu popüler kültürden için "4321 tane eserim var diyor uydurmuş uydurmuş söylemiş şap beni şup beni , ne var ki bunda sabaha kadar 450 tane yazarsın... " diye...

Bilemiyorum...

Biliyor musun Attila Atasoy eczacıymış Nilüfer İtalyanca bilirmiş derdik , Modern Folk Üçlüsü çıkınca sesini açardık radyonun...

Radyo Tiyatrosu ' nda tüm tiyatro sanatçılarının dünya klasiklerini seslendirmesi hafızamızda yer ederdi , popülaritenin yanında donanım de önemliydi bundan yıllar önce sanki... Oğuz Çetin, Aykut Kocaman , Müjdat Yetkiner... Hem eğitim hayatları hem efendilikleri ile rol model olurdu eskilerde çok eskilerde... Futbolda Yenge"miz kim bilmez; napar ne eder ilgilenmez, rafine magazin anlayışı ile Zeki Müren ' in uyanınca spor yapması ve kahvaltı menüsü ile yetinirdik...

Ferdi Tayfur ' dan birkaç şarkıyı duyduğum ve düşündüğümde... Şimdilerde...

"Bana sor !!! "

Güzel şarkı...

Mutluluğu diyor bilirsin diyor mutsuzluğu diyor bana sor diyor...

Bu , her kelimenin arasına diyor demek ; bu şerh biçimi, üniversitede sınıf arkadaşımın hoca sorduğu zaman vakit kazanma yöntemiydi ki arada kullanırım, çok komik ve işlevseldir açıkçası...

Şair diyor burada diyor saçının diyor kıvrımının ucuna diyor gönlümü diyor vs.

Gibi gibi yani...

Bu redifin Fuzûlî ' de tedrisat yıllarımdan hatırımda kalan benzerliği... Ona sorma bana sor falan fistan...

İnsan, benzer duygularla benzer sözlerle mi sızlanıyor yaralarına

tarih boyunca..

"Gamından şem’tek yandım sabâdan sorma ahvâlim...

Bu ahvâli şeb-i hicrân benimle yâr olandan sor... "

Fuzûlî

Edebiyat iyidir çünkü hayat yolculuğumuzda eşlik eder kimi hitaplar yoldaşlık misâli...

Gidenlerin vuranların çeşit çeşit ayrılıkların gönlümüze bile bile eza cefa edenlerin ardından şöyle acılı bir acılı arabesk ile ilenmek...

Kuklayı değil kuklacıyı düşünerek tekamülde hepppisinin terbiyemize katkı olduğunu unutmadan...

Hani Dervişâne diyebilmek :

Rabbim terbiyem için bu musibeti isabet eyledi amma hangi İblis ' i vesile kıldı diye bakıyorum nev 'inden...

Ve bana sor...

Ona sorma...

O, bilmez...

Ben, bilirim evelallah...