Sıkıntılı durumlar sıkar insanı mâlum Rabbim ferahlık ihsan eylesin, ne diyelim ?

Anlatım bozuklukları hususunda özne eksikliği, nesne & dolaylı tümleç eksikliği gibi konularla ilgili bir soruda öğrenci, cümleye ' özne sıkıntısı ' yazmıştı, güldüm gülerken de düşündüm: özne sıkıntılı olur bazen... Ona dairdir okuduklarınız şu an...

Edilgen yüklemlerde "Çalınmış ama niye çalınmış sor bi bakalım; hem çalmışsa Tayyip 'ten çalmış o gidip kendi gelince kasaya geri öder" diyenler mi ararsınız? O olmadı eşinin diploması var ya demokrasilerde yağni böylesi şeylerde Rahşan gibi burada da eşi / baldızı ya da yengesinin oğluşu da aday olabilmelidir diye TV'lerde fikir yürütenler mi ? Tamam Ramazan ayında içki içtilerse nolmuş Ramazan ' a hürmet edip bizim vandalları bi kerecik affetseniz nolurdu ha nolurdu diyenler mi ? Asker polis doğuda balya balya para dağıtıyor halka , iletişim başkanı bilgisayardan seçim sonuçlarını kendine göre şaapıyor, belesi durumda sahte diploma yapmasın da naapsın diyen mi ? Bu kendi uydurup kendi paylaşıp kendi inandıkları martavallarla gaza gelip terör estirenler mi ? Kendi yazdıkları kerameti kendinden menkul her asparagası doğru kabul edip karşıt görüşe dair hiçbir enformasyona itibar etmeyenlerin ekonomiyi durdurma gayretine ne demeli ? Boykot yapıp kendi dükkanını kapatanlar... Tam bir dumur hâli... Kendini boykot ediyor gizli yandaş olduğundan şüpheleniyorsa demek :)) Kendi ekmek parası kazandığı kurumu izlemeyek de görsünler hukuku adaleti diye insanları greve çağırıp kendisine lokavt uygulanıp işine son verilince aaa deyip isyan bayrağını çekenler mi ? Özne bayağı bi sıkıntılı bugünlerde...

Özne, malumuâliniz, cümlede işi oluşu kılışı yapandır ya hani yüzü gözü kapalı çapulcular gizli özne oluyor hani yani bu durumda...

Babaannem anlatırdı Menderes zamanında üniversite öğrencileri kıyma yapıldı yalanına inanıp başbakanı astıkları ipi bile kendisinden tahsil ettikleri merhum , kasayı boşalttı deyip insanların nikah yüzüklerini kapı kapı dolaşıp topladıklarını... Ben yüzüğümü çıkarıp sandığa koydum , vermedim , verir miyim hiç, halk partili memur kardeşim ve ailesi onlar inanıp verdiler hep diye anlatırdı... Necip Fâzıl merhum yaşasa :

" Bugün bizdeki muhalefet, iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye bile razıdır…" (16 Nisan 1956 - Büyük Doğu ) der miydi sizce ?

Bence aynen, noktası virgülüne...