SON DAKİKA

Aristokrat Çingene

Yazının Giriş Tarihi: 23.05.2019 20:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.05.2019 20:07

Cebin az biraz para görünce, senden “aristokratı” olmuyor bu memlekette! Öyle, hangi ailede yetiştiğin, nasıl bir eğitim düzeyine sahip olduğun, kaç kitap okuduğun, kaç dil bildiğin hiç önemli değil! İki yabancı kelime tıkıştırdın mı Türkçenin içine, bir de saçın röfle, tırnağın manikür, göbeğin pierching, popon dar pantolon görmüşse, zihniyetinin darlığı pek bi' önem arz etmiyor. Binaenaleyh, cüzdanın genişliği yetiyor adam yerine konulmak için.
Şimdi… Eğriye eğri, doğruya doğru konuşalım;
“Münevverlik” kavramını hayatının kılcal damarlarına kadar nakşetmiş, okumuş, gelişmiş, aydınlanmış ve bu kavramı bir “medeniyet” ölçütü olarak benimsemiş, hoşgörülü bir toplum olmadığımız için, çok sığ düşünüyor ve fena halde lümpen yaşıyoruz.
Gel gelelim geçenlerde, “kalburüstü” Funda Hanımın, havayolu şirketi çalışanına karşı sergilediği o çirkin davranış, işte bu sığlığın, lümpenliğin bir nevi tezahürü ve dışavurumu oldu. Bilinçaltında beslediği enaniyet duygusu ve manevi boşluk, Funda Hanımı öyle maskara pozisyonuna itti ki, özellikle sosyal medyada, ciddi ciddi linç kampanyasına kadar vardı iş!
Sadece Funda Hanıma değil, genel itibariyle hatırı sayılır zenginliğe ulaşan insanlarımızın geneline has bu tarz nobran tavırların kökeninde “Avrupa soslu burjuva şımarıklığı” yatıyor. Yani eli biraz para görmüş, azıcık mürekkep yalamış, bol kazancın verdiği gazla ihtirasa kapılmış, geldiği yeri çoktan unutmuş, kendini “senyör”, başkalarını “parya” addetmiş, Avrupai çizgide ilerlemeye çalışan hedonist kafa yapısı. Hatırlayınız benzeri, Sovyetler Birliği sonrası ortaya çıkan Rus oligarklarda da görülmüştü.
Bakınız, size bir sır vereyim; hayatının bir önceki evresinde sefil yaşayan, “maddi güç” denilen kavrama açlık duyan ve oldukça geç tanışan, tüm manevi normları terk ederek sadece paranın “para” ettiğini zanneden, her mevzuu onunla çözmeye çalışan, ruhunu yitiren halklara cömertliği, fedakârlık ve hoşgörüyü anlatamazsınız, anlatmaya kalksanız da anlayan, dinleyen kimseyi bulamazsınız!
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi “öz ve milli” aydın kitlemizi yaratamadığımız gibi münevver Türk aristokrasisini de yaratamadık. Evet, bir Fransız aristokrasisi var bugün, İngiliz aristokrasisi var, Alman, Avusturya ve hatta İspanyol aristokrasisi dahi var ama Türk aristokrasisi yok!
“Türkiye'yi daha iyi nasıl kalkındırır, daha nasıl faydalı olur, daha nasıl güçlü ve gelecek vaat eden bir ülke haline getirebiliriz” gibi konuları tartışan “yüce sınıfımız” olmadığından, valizini alıp Paris'e, Roma'ya, Londra'ya “para yemeye” giden, bunu da “Modernizm” olarak niteleyen, adı konmamış bir sınıfımız var bizim. Milli ve münevver aristokrasinin yokluğundan güç bulup da; “o koca poponu büyütene kadar aklını çalıştır, düzgün konuşmuyorum, hop hop hop hop! Temas yok, temas yok! Ben çingenelere temas etmiyorum” gibi ne idüğü belirsiz, ucuz, ukala, bencil ve mesnetsiz laflar eden, ne oldum delisi “Aristokrat Çingenelerimiz” neşvünema buldu. Hazin bir durum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Hür Haber En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.