‘Yenidoğan Çetesi' duruşmasında vicdansızlığın itirafı: Bazı bebekler yaşayabilirdi
‘Yenidoğan Çetesi' duruşmasında vicdansızlığın itirafı: Bazı bebekler yaşayabilirdi
Bebek ölümlerine neden olmakla suçlanan çetenin üyelerinden hemşire Hasan Basri Gök, yoğun bakımda sağlıklı bebeklerin ölüme terk edildiğini ve para karşılığında sevkler yapıldığını itiraf etti. Gök, “Bebeklerin yaşama şansı vardı, ama uzatılan yatışlar ve yapılan işlemlerle para kazanılıyordu” dedi. Hemşire Deniz Korkmaz ise çöpe atılması gereken ilaçları sattığını açıkladı.
Haber Giriş Tarihi: 20.11.2024 05:48
Haber Güncellenme Tarihi: 20.11.2024 08:48
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
İstanbul'da devletten ve ailelerden para alabilmek için bebekleri gereksiz yere önceden anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakımına yatırıp yanlış tedavi uygulayarak ölümlerine; bazılarının da sakat kalmasına neden olan çete, adalet önüne çıktı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen ikinci duruşmada hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı.
'HAYRINA İŞ YAPMAZLAR'
Akşam Gazetesi'nin haberine göre,Fırat Sarı'nın normal hemşiresi olduğunu ancak 6 ay şablon işlerini 6 ay da şoförlüğünü yaptığını söyleyen Gök, "Bebek sevkleri tıp merkezlerinden, 112'den ya da tanıdık doktorlardan oluyordu. Normalde 20'de 1 gelecek hastayı hemen çıkarıyorlardı" dedi. Mahkeme başkanının, "Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?" diye sorması üzerine Gök, "Aileye de 112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim yer bulduk diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek başına 5 bin lira alıyordu" ifadelerini kullandı.
"SGK'DAN PARA ALIYORLAR"
Bir bebeğin ailesinden para alınmasına ilişkin tapeleri sorulan Gök, "Bu bebek tıp merkezinde doğdu. Hastaneye sevki yapıldı. Aileden 38 bin ya da 40 bin lira aldık. 25 bin lira hastaneye verdik. Geri kalan parayı Fırat Sarı aldı. Doğukan ve bana sadece yemek parası verdi. Bu bütün özel hastanelerde dönen bir şey" dedi. Hasan Basri Gök ayrıca hastaların normalden daha uzun hastanelerde yatırıldığını da söyleyerek, "Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için normalden uzun yatırıyorlardı hastaları" dedi.
SGK'nın karşıladığı ilaçları fazla alarak elde kalanları sattıklarını anlatan Gök, "Fazla kalan ilaçların satışından 30-40 bin lira para kazandık. Fırat Sarı'ya ne kadar para verdiğimi hatırlamıyorum. 3 kere sattım" diye konuştu.
'MEHTAP, ÇOCUĞU ÖLDÜR'
Mahkeme başkanı kan donduran bir konuşmayı da Gök'e sordu. "Mehtap ile bir konuşman var. 'Mehtap, çocuğu öldür. 50 satürasyonlu bebek mi olur?' diyorsun. Mehtap da öldüreceğim de öldürsem de dert' diyor. Nedir bu konuşma?" diye sordu. Sanığın bu soruya cevabı ise daha çok kan dondurdu. Gök, "Evet çirkin bir cümle" dedi.
'BAZI BEBEKLERİN YAŞAMA ŞANSI VARDI'
Hasan Basri Gök şunları söyledi: Bazı bebeklerin yaşama sansı vardı. Fırat Sarı ne diyorsa onu yapıyordum. Kendi kafama göre basamak düşüşü yapamam. Sarı'dan 20-25 bin TL alıyordum. Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için entübe oluyordu. Sonra da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu. Bebeklere müdahale için gece ve gündüz doktor olması gerekiyordu ancak hemşireler bebeklere müdahale ederlerdi.
'ÇÖPE ATILACAK İLACI SATTIM'
Hemşire Deniz Korkmaz ise, "CİMER şikayetini ben yaptım. Şu an davanın tutuklusu da benim" dedi. Korkmaz ilaç satışıyla ilgili sorulan bir soruya şu cevabı verdi: "Fırat Sarı beni arayıp, evimde kaç tane olduğunu sordu ama benim evimde yoktu. Hakan Doğukan Taşçı ile ilaç hakkındaki konuşmamız ise çöpe atılması gereken ilaçlar vardı. Ben de bunları atmak yerine Hakan Doğukan Taşçı'ya sattım."
BEBEĞİ 6 GÜN YAŞAMIŞ GİBİ SİSTEME GİRMİŞ
Mahkeme Başkanının '3 gün yaşayan bir bebeği 6 gün yaşamış gibi sisteme girmişsiniz' sorusuna Hasan Basri Gök, "Bebek 3 gün yaşamış ama 6 gün sistemde kalmış. Fark edilir diye böyle dedim. Şehmuz hocaya ulaşamıyorlardı. O yüzden Doğukan doktor gibi konuşuyordu. 112 bunu fark etmiyordu çünkü sistem üzerinden ayarlıyorlardı. Kaya bebekle ilgili anneyi sevk ettiler. Doğum yapıyordu, acil sevk edilmesi gerekiyordu. O hastaneye gitmesi çok saçmaydı. Opara bebekle ilgili ise, bebek 1 günde ex oldu. Yenidoğan servisine sevk edilmemesi gerekiyordu. Şehmuz hoca ilgilenmedi. Zaten hiçbir bebekle ilgilenmiyordu. Epikrizini Doğukan ile birlikte ben yazdım" cevabını verdi. Gök, "Gelen bebeklerin çoğu ex zamanında gelen bebeklerdi" dedi.
HASTANEDEN ÜCRET ALDIM!
İBB Hızır Acil'de çalıştığını söyleyen Fehmi Alperen, hasta nakli yapmadığını, örgütle bir hesap hareketi olmadığını iddia etti. Alperen, "Danışmanlık şirketim var, yurtdışından gelen hastalara öneride bulunuyor hastadan değil hastaneden ücreti alıyorum" dedi. Kaya bebek ile ilgili de Alperen, "Ambulans şoförü Gıyasettin Mert aradı, tansiyonu yüksek olan bebeğin yer olmadığı için 4 saattir bekletildiğini söyledi. Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söyledim bundan maddi bir çıkarım yoktu" diye ifade verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
‘Yenidoğan Çetesi' duruşmasında vicdansızlığın itirafı: Bazı bebekler yaşayabilirdi
Bebek ölümlerine neden olmakla suçlanan çetenin üyelerinden hemşire Hasan Basri Gök, yoğun bakımda sağlıklı bebeklerin ölüme terk edildiğini ve para karşılığında sevkler yapıldığını itiraf etti. Gök, “Bebeklerin yaşama şansı vardı, ama uzatılan yatışlar ve yapılan işlemlerle para kazanılıyordu” dedi. Hemşire Deniz Korkmaz ise çöpe atılması gereken ilaçları sattığını açıkladı.
İstanbul'da devletten ve ailelerden para alabilmek için bebekleri gereksiz yere önceden anlaştıkları özel hastanelerin yoğun bakımına yatırıp yanlış tedavi uygulayarak ölümlerine; bazılarının da sakat kalmasına neden olan çete, adalet önüne çıktı. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen ikinci duruşmada hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı.
'HAYRINA İŞ YAPMAZLAR'
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Fırat Sarı'nın normal hemşiresi olduğunu ancak 6 ay şablon işlerini 6 ay da şoförlüğünü yaptığını söyleyen Gök, "Bebek sevkleri tıp merkezlerinden, 112'den ya da tanıdık doktorlardan oluyordu. Normalde 20'de 1 gelecek hastayı hemen çıkarıyorlardı" dedi. Mahkeme başkanının, "Aileyi nasıl ikna ediyordunuz?" diye sorması üzerine Gök, "Aileye de 112 ile uğraşmayalım sizi bekletir. Bu hastaneye gidelim yer bulduk diyorlardı. Gözümle gördüğüm bir şey yok ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Bebek başına 5 bin lira alıyordu" ifadelerini kullandı.
"SGK'DAN PARA ALIYORLAR"
Bir bebeğin ailesinden para alınmasına ilişkin tapeleri sorulan Gök, "Bu bebek tıp merkezinde doğdu. Hastaneye sevki yapıldı. Aileden 38 bin ya da 40 bin lira aldık. 25 bin lira hastaneye verdik. Geri kalan parayı Fırat Sarı aldı. Doğukan ve bana sadece yemek parası verdi. Bu bütün özel hastanelerde dönen bir şey" dedi. Hasan Basri Gök ayrıca hastaların normalden daha uzun hastanelerde yatırıldığını da söyleyerek, "Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için normalden uzun yatırıyorlardı hastaları" dedi.
SGK'nın karşıladığı ilaçları fazla alarak elde kalanları sattıklarını anlatan Gök, "Fazla kalan ilaçların satışından 30-40 bin lira para kazandık. Fırat Sarı'ya ne kadar para verdiğimi hatırlamıyorum. 3 kere sattım" diye konuştu.
'MEHTAP, ÇOCUĞU ÖLDÜR'
Mahkeme başkanı kan donduran bir konuşmayı da Gök'e sordu. "Mehtap ile bir konuşman var. 'Mehtap, çocuğu öldür. 50 satürasyonlu bebek mi olur?' diyorsun. Mehtap da öldüreceğim de öldürsem de dert' diyor. Nedir bu konuşma?" diye sordu. Sanığın bu soruya cevabı ise daha çok kan dondurdu. Gök, "Evet çirkin bir cümle" dedi.
'BAZI BEBEKLERİN YAŞAMA ŞANSI VARDI'
Hasan Basri Gök şunları söyledi: Bazı bebeklerin yaşama sansı vardı. Fırat Sarı ne diyorsa onu yapıyordum. Kendi kafama göre basamak düşüşü yapamam. Sarı'dan 20-25 bin TL alıyordum. Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için entübe oluyordu. Sonra da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu. Bebeklere müdahale için gece ve gündüz doktor olması gerekiyordu ancak hemşireler bebeklere müdahale ederlerdi.
'ÇÖPE ATILACAK İLACI SATTIM'
Hemşire Deniz Korkmaz ise, "CİMER şikayetini ben yaptım. Şu an davanın tutuklusu da benim" dedi. Korkmaz ilaç satışıyla ilgili sorulan bir soruya şu cevabı verdi: "Fırat Sarı beni arayıp, evimde kaç tane olduğunu sordu ama benim evimde yoktu. Hakan Doğukan Taşçı ile ilaç hakkındaki konuşmamız ise çöpe atılması gereken ilaçlar vardı. Ben de bunları atmak yerine Hakan Doğukan Taşçı'ya sattım."
BEBEĞİ 6 GÜN YAŞAMIŞ GİBİ SİSTEME GİRMİŞ
Mahkeme Başkanının '3 gün yaşayan bir bebeği 6 gün yaşamış gibi sisteme girmişsiniz' sorusuna Hasan Basri Gök, "Bebek 3 gün yaşamış ama 6 gün sistemde kalmış. Fark edilir diye böyle dedim. Şehmuz hocaya ulaşamıyorlardı. O yüzden Doğukan doktor gibi konuşuyordu. 112 bunu fark etmiyordu çünkü sistem üzerinden ayarlıyorlardı. Kaya bebekle ilgili anneyi sevk ettiler. Doğum yapıyordu, acil sevk edilmesi gerekiyordu. O hastaneye gitmesi çok saçmaydı. Opara bebekle ilgili ise, bebek 1 günde ex oldu. Yenidoğan servisine sevk edilmemesi gerekiyordu. Şehmuz hoca ilgilenmedi. Zaten hiçbir bebekle ilgilenmiyordu. Epikrizini Doğukan ile birlikte ben yazdım" cevabını verdi. Gök, "Gelen bebeklerin çoğu ex zamanında gelen bebeklerdi" dedi.
HASTANEDEN ÜCRET ALDIM!
İBB Hızır Acil'de çalıştığını söyleyen Fehmi Alperen, hasta nakli yapmadığını, örgütle bir hesap hareketi olmadığını iddia etti. Alperen, "Danışmanlık şirketim var, yurtdışından gelen hastalara öneride bulunuyor hastadan değil hastaneden ücreti alıyorum" dedi. Kaya bebek ile ilgili de Alperen, "Ambulans şoförü Gıyasettin Mert aradı, tansiyonu yüksek olan bebeğin yer olmadığı için 4 saattir bekletildiğini söyledi. Güney Hastanesi'nde yer olduğunu söyledim bundan maddi bir çıkarım yoktu" diye ifade verdi.
Çok Okunanlar