Dünya'nın hiçbir ülkesinde böyle saçmalık görülmemiştir. İktidarın alternatifi konumundaki Ana muhalefet partisinin lideri loş bir odaya saklanır gibi girip, bir suç örgütü liderini taklit edip, onu rol model alsın ve saçmalıklarla dolu bir video yayınlasın. Bunların sadece dilinde patlıcan var sanıyorduk meğerse patlıcan beyne inmiş beyinleri patlıcan olmuş. Sevgili Ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu sizin genel merkeziniz, kurmaylarınız, gazetecileriniz yok mu ? var elbette. Böyle saçmalıklara imza atmak yerine kurmaylarınızla birlikte genel merkeziniz de basının karşısına çıksaydınız daha doğru olmaz mıydı ? Elbette olurdu.
Videonun içeriğine baktığımızda ise durum gerçekten daha da vahim. Geceliği 100 bin TL olan otelin kral dairesi kiralandığına göre herhalde çok önemli belgeler açıklayacak diye pür dikkat Kılıçdaroğlu'nun videosunu izledim. Kılıçdaroğlu öylesine derin araştırmalar yapmış ki kendisine küfreden hakaret eden ne kadar müptezel varsa, kaç tivit atmışlarsa hepsini raporlamış, bunu videosunda açıklıyor arada sırada eline kağıt parçaları alıp halay çeker gibi sallayıp sallayıp duruyor.Domates,patlıcan,biberle ortalığı ayağa kaldırdınız ardından size hakaret eden üçbeş soytarı için özel bir video çekip bu soytarıları Türkiye gündemine soktunuz. Sizin başka işiniz yok mu ?
AK Partilerin bir kısmını korkuttunuz,paniklettiniz,özgüvenlerini zedelediniz buna sözüm yok.Ancak bu bir saman alevi başarısıdır.Dünyanın hiçbir ülkesinde patlıcanla iktidara gelen Ana muhalefet partisinin olmadığı da unutulmamalıdır. Çıkın bu beyhude çırpınışlardan, ciddi bir Ana muhalefet lideri profili çizin. Bu millet size trolleri değil iktidarı denetlemenin vazifesini verdi.
CHP,İYİ Parti,HDP,Saadet,Gelecek,Deva Partisi yetkilileri sokakta patlıcandan biberden,zamlardan dolayı serzenişte bulunan herkesi kendilerine oy verecek sanıyor, DP'de öyle sanıyor.Bunların gerçekten beyinleri patlıcanlaşmış arkadaş AK Parti'nin oyları düşüyor diyorsunuz davul zurna çalıyorsunuz ‘eyvallah' diyoruz ama sizin oylarınız neden artmıyor, yerinde sayıyor, bunun hesabını yapamıyorsunuz, patlıcanla olmaz bu işler.
Kümeler halinde aynı esnafı ziyaret edip,aynı sorunları dinlemek o esnafın size oy vereceği anlamını doğurmaz. Göremediğiniz idrak edemediğiniz ‘Güzin abla' gibi dert dinleyerek bir noktaya varamayacağınızı anlamamanızdır.Vatandaş elbette derdini anlatacak siyasetçi arıyor bu noktada İktidar yetkililerinden daha iyi iş yapıyorsunuz ancak olay oy vermeye geldi mi patlıcanla baş başa kalacaksınız. Çünkü gerçek bir dünyada yaşamıyorsunuz hayal aleminde debeleniyorsunuz. Millet ittifakında kim baş kim son belli değil. En basitinden soralım.
İYİ Parti'nin gerçek mekan sahibi kim ? Meral Akşener mi ? değil. Önce bu gerçekle yüzleşin. İYİ Parti'nin sahibi Kemal Kılıçdaroğlu'dur eğer o destek vermeseydi 15 milletvekilini CHP'den istifa ettirip, İYİ Parti'ye geçirmeseydi CHP örgütlerine talimat verip İYİ Parti'ye oy attırmasaydı, üstüne Bahçeli'de bunları mağdur rolüne sokmasaydı bırakın parti kurmayı okeye dördüncü ismi bulamazlardı.Şimdi şımardıklarına bakmayın bitik vaziyetteler.
Gelelim tek başına parti gibi davranan Ekrem İmamoğlu'na. Ekrem İmamoğlu, ise tam bir fiyaskodur. En büyük desteği Ak Parti'nin boşboğazlı çığırtkanlarından almaktadır.
Ekrem İmamoğlu'na yapılan son günlerde ki en büyük eleştiri İstanbul karlar altındayken İngiltere büyük elçisiyle yemeğe gitmesi. İlk olarak bu buluşma İmamoğlu tarafından yalanlandı CHP genel merkezi boşluğa düşürüldü kepaze edildi,ardından Ekrem İmamoğlu bu yemeği kabul etmek zorunda kaldı. Ekrem İmamoğlu'nun bu yemeğe gitmesi kendi cenahından bile büyük eleştiri alınca İmamoğlu alışkanlık haline getirdiği mağdur rolüne zıpladı.Ancak artık sevimliliğini yitirdi metal cızırtısı çıkarmaya başladı. İmamoğlu ‘Vay efendim özel hayatıma müdahale ediliyor mobese kameraları nasıl benim aracımın görüntülerini çeker' diyerek kurnazlık yapıp hedef saptırıyor. Karşımızda oturduğu koltuğun farkında olmayan bir profil var.İstanbul'un belediye başkanı önemli bir kimliktir elbette her yerde en üst derecede izlenecektir. İngiliz Büyükelçisiyle İstanbul karlar altındayken yemeğe gidersen ve bu yemeğin 46 bin TL olan hesabını kamu kuruluşu olan belediyenin kasasından ödetirsen kamuda seni izler. İstanbul'u mu satıyorsun, ne konuşuyorsun, İngiltere büyükelçisiyle diye sorulmayacak mı ? Elbette sorulacak. Ancak sen ne yapıyorsun milletin parasıyla hovardalık yapıp büyükelçiye yemek daveti veriyorsun ne konuştunuz ? diye sorulduğunda kurnazlık yapıp ‘vay efendim mobese nasıl beni çeker' diye konuyu çarpıtıyorsun. Önce İstanbul'un belediye başkanı olduğunun farkına var.Tayyip beyi örnek alman güzel ama unutma ki Tayyip bey İstanbul'a 15 yılını harcadı sen 1 yılda aynı düzeye geleyim diyorsun.
İşin özüne dönecek olursak bu isimlerden hiçbir şey olmaz memleket bunlara kaldıysa yanmışız da ağlayanımız yok.
Erdoğan'a destek vermeliyiz demiyorum destek vermek zorundayız diyorum.Çünkü tutunacak başka bir dal yok. Bunların patlıcan,biber,dometes edebiyatı kabak tadı verirken Başkan Erdoğan Türkiye için hayati önem arz eden Rusya –Ukrayna arasındaki arabulucuk rolünü üstleniyor.RUSYA ve ABD, Türkiye olmadan Ukrayna konusunda net tavır sergileyemez.Bu durum Türkiye için büyük bir fırsat kapısıdır.Bu tarihi fırsat doğru değerlendirildiği takdir de, ki ben öyle inanıyorum, patlıcanla iktidara gelinemeyeceğini sadece közleme yapılacağını Millet ittifakı daha iyi anlayacak ve hedef büyütecektir.